7 Kasım 2013 Perşembe

Fatal Move - İhanet - Tek part izle


Aksiyon severler için harika bir yapım. Çin'de bazı işler dönüyor. Bunu ben bile anlayamadım. Ama ortada bir hain var ve bu haini bulmak isteyen öfkeli adamlar var. Kan, ölüm, ihanet ve haşin erkeklerle dolu bu yapımı sakın kaçırmayın hemen izleyin.






The Machine - Ölüm Makinesi - Tek part izle



Ülkemizde gösterilmeyen filmeden arasındadır. Bilim kurgu sahneleriyle gerçekten kaliteli bir yapıt. İki bilgisayar programcısı çalınmaya karşı savaşçı moduna giren bir makina icat ederler. Ardından savunma bakanlığı bu makinaya el koymak isteyince işler karışır. İzleyebileceğiniz kaliteli bir bilimkurgu. İyi seyirler...

Red 2 - Hızlı ve Emekli 2 Tek part izle




84 Milyon dolara yapılmış ziyan bir film. İlki yine idare eder nitelikteydi. Ama bu sefer iyice saçmaladılar. Emekli ajanlar şimdi de bir nükleer silahın peşindeler  Frank Moses ve ekibi bakalım bu sefer ne b*k yiyecekler. İzleyelim ve görelim.

Alacakaranlık Samurayı - Twilight Samurai tek part izle





Seibei denen bir samuray karısından ayrılarak bir şeyler yapıyor. Sonra birşeyler oluyor ve bu adama alacakaranlık samurayı lakabını takıyorlar. Noluyor belli değil! Adam havaya giriyor belli sonra dövüş kavga... Çok kaliteli filmdir. İyi seyirler...

2 Kasım 2013 Cumartesi

Sosyalizm Hakkında Temel Sorular 1



SOSYALİZM İNSAN DOĞASINA AYKIRI MI?
SOSYALİZMDE, BİREYSELLİK KALMAYACAK MI?
SOSYALİST BİR DÜZENDE DİN VAR MIDIR?

"İnsan bencildir! Bu yüzden, sosyalizm insan doğasına aykırıdır!"?
İlkel komünal toplumda insanların doğaya karşı verdikleri yaşam savaşında birlikte mücadele etmenin önemi sonsuzdur. İnsanlar, vahşi doğaya karşı yaşamayı, karınlarını doyurmayı birlikte hareket ederek sağlamışlardır. Doğal olarak insan doğasının bencil olduğunu iddia edemeyiz. Tarih ilerledikçe ve sınıflar ortaya çıktıkça toplumsal yapıdaki değişiklik insan doğasını da etkilemiştir. İnsanı, yaşadığı toplumdan ayrı düşünemeyeceğimizi belirtmiştik. O halde, insan doğasının, üretim ilişkilerine ve bu ilişkileri temel alan toplumsal yapıya göre değiştiğini söyleyebiliriz. Bugün, rekabeti, bencilliği, köşe dönmeciliği temel alan kapitalizm insan doğasını da bunlara göre etkiliyor. Oysaki paylaşımcılığa, kolektif yaşamaya ve eşitliğe dayanan sosyalizmde insanın bencil olmasını gerektiren hiçbir sebep yoktur. Yani insan doğası gereği bencil değil, yaşadığı kirli düzen yüzünden bencil olur. İnsan doğasına aykırı olan değil yakışan sosyalizmdir, asıl aykırı olan ise kapitalizm yani bencilliktir…

"Rekabetin olmadığı yerde verimlilik düşer"?
İnsanların gelecek kaygısının olduğu, yarınının güvence altında olmadığı koşullarda, insanlar geleceğini sağlamak için rekabet etmek zorunda kalırlar. Böyle bir dünyada başarılı olmanın şartı diğer bireylerle sürekli rekabet içerisinde olmaktan geçer. Bu faktör, insanların bir arada yaşama güdüsünü azaltmakta, onları yalnızlaştırmakta, insanların yaratıcılığını ve birlikte üretme duygusunu köreltmektedir. Tam tersi bir sistemde ise insanlar kendisini yeniden üretmek için, kolektif yaşama katkı sağlamak için okur ve başarı oranı rekabetçi anlayışın kat be kat üzerindedir. Sosyalist toplumlar bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi ABD’den yüzlerce kat küçük olan Küba’da tıp bilimi, ABD’nin yüzlerce kat ilerisindedir ve insanların daha iyi bir yaşama sahip olması için vardır. Kolektif üretimdeki başarının en güzel örneklerinden biridir.

"Kafama göre takılıyorum, o halde özgürüm!"?
Eşitliğin güvence altına alınmadığı toplumlarda özgürlükleri kullanmada bir adaletsizliğin doğduğunu tarihte birçok örnekte görmek mümkündür. Özgürlük kavramına yasalarla belirlenmiş yapabilme haklarımız olarak bakmak bizi yanıltır. Çünkü insanların özgür bireyler olduğu, insanların gözünü boyamak için kapitalizmin kullandığı bir yalandır. Örneğin, bugün ülkemizde her bir vatandaşın bir uçağa atlayıp Paris’te akşam yemeği yeme özgürlüğü vardır. Ancak toplumun geniş kesiminin bunu yapabilecek imkana sahip olmaması, bu özgürlüğü bir kesimin ayrıcalığı konumuna getirmektir. Özgürlükler, biz kapitalizmde yaşadığımız sürece sadece "yapabilenler" içindir. Yani eşitlik olmadan özgürlük, sadece bir hayaldir.

"Tarih, büyük kahramanların hayat hikayelerinden ibarettir."?
Bize yıllardır tarih kitaplarında anlatılanların tersine, tek tek kişisel hikayelerin ötesinde tarihin bir seyri vardır. Tarihin seyri, ilk köleci toplumun oluşumundan feodalizmi, oradan kapitalizmi ve bugünkü modern sınıfsal mücadeleleri doğurur. Tarihin sınıf mücadelelerinden oluştuğu gerçeği bizleri bireylerin tamamen önemsiz olduğu yanılgısına düşürmemeli. Çünkü bu tarihsel işleyiş, hiçbir bireyin veya örgütlü gücün etkisi olmaksızın kendiliğinden var olmaz. Bazı önemli tarihsel kırılma noktaları, kimi zaman devletlerde, kimi zaman daha küçük örgütlü güçlerde, kimi zaman da bireylerde somutlaşmıştır. Sonuç olarak, tarihin akışı, her zaman sınıf mücadeleleri ile ilerleme göstermiştir. Tarihte bireylerin rolü, sınıf mücadeleleri içinde anlamlıdır.

"Sosyalizm bireyselliği öldürüyor, sosyalizmde insanlar aynı fabrikadan çıkmış gibi olacak…"?
Sosyalizmde kolektif çalışma önemlidir, ancak bu, bireyin tüm kişisel özelliklerinin törpülenmesi, bireyin standartlaştırılması demek değildir elbette. Tersine, bireyin sosyalist toplumun inşasına farklı özgünlükleri ile güç katması fazlasıyla önemsenir. Sosyalizmde, kapitalizmdeki gibi zorunluluk gereği bir alanda değil, kişilerin yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda gelişmesinin önü açılır. Ayrıca sosyalizmde, kişilerin başarıları bireysel değil, tüm toplumun bir değeri olarak ele alınır. Sanat, spor, edebiyat gibi alanlardaki başarılar sosyalizmde bireylerin başarıları göz ardı edilmeksizin tüm topluma ait kabul edilir. Doğal olarak, kapitalizm kar ve hırs uğruna bireyi hiçe sayarken, sosyalizm bireyi üretken ve toplumla beraber kılar.

"Sosyalistler din konusuna nasıl bakıyor? İnsansız uçakları kim uçuruyor, hadi açıklayın bakalım?"?
Sosyalistler, bütün samimiyetleriyle herkesin din ve vicdan özgürlüğüne saygı duyar. Din konusundaki sorun, dini inançların kişilerin kendi içlerinde yaşanmasından çıkıp toplumsal yaşama yansımasıdır. Herkesin inanma veya inanmama özgürlüğünün korunması için bireylerin dini inançlarının toplumsal yaşantıyı etkilememesi zorunludur. Diğer türlü olursa, daha büyük toplamların mensup olduğu dinin, bir bütün olarak toplum kurallarına belirlemesine varır. Bu hem toplumdaki farklı inançlara sahip insanların özgürlüklerini kısıtlar hem de hangi din olursa olsun toplumsal yaşam şartlarının dini kurallara göre belirlenmesine yol açar. Örneğin daha kendi düşünce olgunluğuna oluşamamış henüz 7 yaşındaki çocuklara din eğitimi verilmesi sosyalistler tarafından kabul edilemez. Aynı şekilde bilim yuvaları olması gereken üniversitelere ibadethane yapılması, dinin devlet başkanları tarafından siyasal bir araç olarak kullanılması sosyalistler tarafından normal karşılanamaz. Kısaca, sosyalizmde din, toplumsal hayatın hiçbir parçasında belirleyen olamaz